Ülke olarak yasta olduğumuz bu süreçte yas tutmak ile ilgili hepimizin aklına birtakım sorular gelmeye başladı. 6 Şubat 2023 gecesi 10 ili feci şekilde etkileyen ve güneydoğu bölgesinde neredeyse tamamen hissedilen depremin ardından birçok can kaybı ve travma yaşandı. Depremlerin uzun süredir bitmek bilmemesi de ne yazık ki bizlere travma üstüne travma yaşatır hale geldi. Depremin etkilediği illerde yaşayanlar kadar yüksek düzeyde olmasa da diğer şehirlerde yaşayan insanlar böyle bir travmayı görsel medya kanalları aracılığıyla görerek aynı yas sürecine dahil oldular.
“Yas nedir ve bu süreç nasıl atlatılmalıdır?” sorusunu ele alacak olursak yas, sevilen bir yakının kaybı veya ortaya çıkan bir felaket sonrası oluşan can kayıpları için duyulan derin acıdır. Bu acı sonucu bireyler günlük hayatlarında yapmak istedikleri ve onlara iyi gelen aktivitelere karşı isteksiz olur, yaşamdan eski tadı alamaz hale gelir. Bazen yas sürecinde kişi kendini suçlama veya başkalarını suçlayarak öfke duyma durumunda olabilir. Yas tutarken çok fazla ağlama isteği, mutsuzluk, uykusuzluk veya aşırı uyuma isteği gibi durumlar yaşanabilir. Her toplumda yas tutma süreci kültüre bağlı olarak farklılık gösterir, kaldı ki her bireyin de yasını yaşama şekli farklıdır.
Yas tutmak kişinin acısını yaşama şeklidir, psikolojik bir rahatsızlık veya anormallik değildir.
Öncelikle yas tutmak içten gelen bir dürtü olduğu için bireylerin bunu baskılamaması gerekir. Yas tutmak kişinin acısını yaşama şeklidir, psikolojik bir rahatsızlık veya anormallik değildir! Her insanın acısını yaşamaya hakkı vardır; aksine yaşanamayan acı kişilerde psikolojik anormalliklere sebep olmaktadır. Bu süreçte yas tutan kişiyi rahat bırakmak ve duygularını istediği şekilde ifade etmesini sağlamak gerekir. Kişi ağlamak istiyorsa ağlamalı, gülmek istiyorsa gülmeli, donuk bir ifade ile şoktaysa o şok içinde bir süre kalmalıdır.
Yas sürecinde yapılan hiçbir iş keyif vermeyeceği için bu süreçteki bireyler yürüyüş yapmak, müzik dinlemek, kitap okumak gibi daha önce ona iyi gelen günlük aktiviteleri yapamaz haldedir. Bu aşamada kişiyi bu aktiviteleri yapmaya zorlamamalı, onun kendi isteği ile hareket etmesi sağlanmalıdır. Yas sürecinde kişiye basit anlamda günlük aktivitelere dahil olması ve temel ihtiyaçlarını karşılaması konusunda destek verilebilir. Örneğin, kahvaltıda çayını kendisi koyup içebilir, ufak tefek işlere kısa süreliğine yardım edebilir, iştahsızsa az da olsa bir şeyler yemesi sağlanabilir. Kısa süreli günlük işler yas tutan kişinin kafasını dağıtır ve ona bir süreliğine de olsa hayatın akışına dahil olma imkanı verir. Matem sürecinde uzun süreli bir şekilde hayatın akışına geçmek münkün olmayacağı için bu kişilerden uzun süreli işler yapması beklenmemelidir çünkü bu durum onları psikolojik olarak yorabilir.
Yas sürecinde kenetlenmek ve sosyal destek çok önemlidir.
Bizim kültürümüzde cenaze evi kalabalık olur ve bir süre cenazesi olan aile yalnız bırakılmaz. Bu kenetlenme hali ağır yas tutan kişilere bir nebze de olsa moral olacaktır. Kayıp yaşayan kişilerin acılarını anlatması, ifade etmesi ve çevreleriyle bunu paylaşması da çok değerlidir. Ayrıca yas tutan kişinin kaybını yaşadığı yakınının cenazesine katılması, dua etmesi, mezarını görmesi yaşadığı acı ile yüzleşmesini ve süreci daha kolay kabullenmesini sağlar. Bu süreçte “Güçlü olmalısın! Ağlama üzme kendini” gibi ifadeler yas tutan kişiye söylenmemelidir! Çünkü yas tutmanın zayıflıkla alakası olmadığı gibi kişinin ağlayıp üzülmesi de acı yaşadığı için normal ve olağandır. Eğer yas tutan kişiye destek olmak istiyorsanız ona “ Yaşadığın acıyı çok iyi anlıyorum. Senin için yapabileceğim bir şey var mı?” gibi destekleyici, empatik cümleler kurmak daha faydalı olacaktır.
Her şey bir kenara, şu asla unutulmamalıdır; yas tutma süreci zamanla hafifleyecek ve kişi hayatın akışına yavaş yavaş dönecektir. Bu süreçte sabırlı olmak, zamanın acılara merhem olacağının bilinci ile hareket etmek gerekir. Kişinin önceden yaşadığı başka acıları varsa tıpkı onları atlattığı gibi bunu da atlatacağını, acısının tamamen kaybolmasa bile hafifleyeceğini bilmesi yas sürecinde ona destekleyici bir telkin olacaktır. Yaşanılan her bir acı aslında güçlendirir bunun sonucunda ülkece yaşadığımız bu acılar umarım bizlere yıkılmaz binalar, güçlü bireyler ve bu tarz acıların bir daha yaşanmadığı güzel bir gelecek sağlar. Acılar olması gerektiği gibi yaşandığı zaman; yasta olmak hasta olmak değildir!